Untitled Page
İSLAM DİNİ HAKKINDA HER ŞEY .......HOŞ GELDİNİZ.

   
  Hayatımızda İslami Konular
  Kıyamet Alametleri
 
Peygamberimiz (sav)’in Sözleriyle Kıyamet Alametleri
 

Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde birçok kıyamet alameti haber verilir. Bunlardan bazıları Hz. İsa’nın yeryüzüne ikinci kez gelmesi ve Deccal’i öldürmesi, Hz. Mehdi’nin ortaya çıkması ve tüm dünyada İslam ahlakını hakim kılması, Güneşin batıdan doğması, Dabbet-ül arz’ın ortaya çıkışı ve dumandır. Savaşların, anarşinin, fakirliğin, zinanın, fuhuşun, cinsel dejenerasyonun artması, doğal afetlerin ve depremlerin sıklaşması, Kuran ahlakının terk edilmesi, sahte peygamberlerin ortaya çıkması da Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği diğer kıyamet alametlerinden bazılarıdır. Ancak burada çok önemli bir konuyu hatırlatmak gerekir. Hadislerde bildirilen işaretlerin bir kısmı 1400 yıllık İslam tarihinin herhangi bir döneminde, dünyanın belirli bir bölgesinde, belirli bir oranda görülmüş olabilir. Ancak böyle bir durum o dönemin Ahir zaman olduğunu göstermez. Çünkü bir devrin Ahir zaman olarak nitelendirilmesi için kıyamet alametlerinin tümünün aynı çağda, birbirlerini izleyerek gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durum bir hadiste şöyle ifade edilmiştir:

"KIYAMET ALAMETLERİ BİRBİRİNİ TAKİBEN MEYDANA GELİR. BİR DİZİDEKİ BONCUKLARIN ART ARDA KOPMASI GİBİ."

Bu bilgi ışığında ahir zaman hadisleri incelendiğinde çok olağanüstü bir durum ortaya çıkmaktadır. Peygamberimiz (sav)'in yüzyıllar önce ayrıntılarıyla açıkladığı işaretler yeryüzünün hemen her köşesinde, birbiri ardınca ve tam anlamıyla belirtildiği biçimde “içinde bulunduğumuz çağda” yaşanmaktadır. Elbette bu, derin düşünülmesi gereken son derece mucizevi bir olaydır. Gerçekleşen her alamet insanlara, Allah'ın huzurunda hesap verecekleri kıyamet gününün çok yaklaşmış olduğunu ve bir an önce Kuran ahlakını hayata geçirmelerinin önemini bir kez daha hatırlatmaktadır.

Büyük İslam alimi ve mezhep imamımız Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde bu alametlerin mutlaka gerçekleşecek olan hak alametler olduğunu şu şekilde bildirmektedir:

“Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cüc’ün çıkması, Güneş’in batıdan doğması, İsa (as)'ın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde varid olduğu vech ile (söylenmesi yönüyle), HAKTIR, OLACAKTIR.”

Güneşin Batıdan Doğuşu Yaklaşmaktadır

Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde haber verdiği kıyamet alametlerinden biri “Güneşin Batıdan Doğuşu”dur. Hadislerde bu alamet gerçekleşmeden kıyametin kopmayacağı bildirilmektedir:

“Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetü'l arz, GÜNEŞ'İN BATIDAN DOĞMASI, İsa'nın yeryüzüne inmesi...”
(Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5. cilt, s. 362)

"(Şu) altı şey gelmeden önce (ibadet sayılan iyi) amelleri işlemeye acele ediniz; GÜNEŞİN BATI TARAFINDAN DOĞMASI, Duhan, Dabbetü’l Arz, Deccal..." (Sünen-i İbni Mace, cilt 10, s. 295)

Kuran ayetlerinde de “Güneşin batıdan doğuşuna” işaret eden çeşitli ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerden biri Enam Suresi’ndedir:

“Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya RABBİNİN BAZI İŞARETLERİNİN GELMESİNİ mi bekliyorlar? RABBİNİN İŞARETLERİNDEN BAZILARININ GELECEĞİ GÜN, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki: "Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz." (Enam Suresi, 158)

Büyük İslam alimi Ahmed b. Hanbel yukarıdaki ayette geçen “RABBİ’NİN BAZI İŞARETLERİ” ifadesi hakkında Peygamberimiz (sav)’in “Güneşin batıdan doğuşudur” buyurduğunu rivayet etmektedir. Bu ayetle tüm insanlar, Rabbimiz’in kıyametin yaklaştığını gösteren işaretleri gelmeden önce iman etmeye çağırılmaktadırlar. Peygamber Efendimiz’in bu ayetle ilgili hadislerinden bazıları şu şekildedir:

“GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ. GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER.

İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez…’ (En’am:158) olduğu zamandır. Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır...". (Sahih-i Buhari, cil t 14, s. 6426)

"GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR. İnsanlar onu gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler." (Sünen-i İbni Mace, cilt 9, s. 4362)

Büyük İslam müfessirleri de ittifakla bu ayeti yukarıdaki şekilde yorumlamakta, “Güneşin Batıdan Doğuşu” na işaret olarak tefsir etmektedirler. Kıyamet Suresi’nde geçen “Güneşle Ay biraraya getirildiği zaman….” (Kıyamet Suresi, 9) ayeti de aynı şekilde “Güneşin batıdan doğuşuna” bir delil olarak tefsir edilmektedir.

Bu Büyük Alamet Nasıl Gerçekleşecek?

Güneşin batıdan doğuşunun ne şekilde gerçekleşeceği hakkında birçok İslam alimi önemli açıklamalarda bulunmuştur. Bediüzzaman Said Nursi, Peygamber Efendimiz (sav)’in haber verdiği bu büyük alametin ne şekilde gerçekleşeceğini bir sözünde şöyle haber verir:

"Güneş'in mağribden tulûu (batıdan doğması) ise, bedahet derecesinde (İspata ihtiyaç duymayacak kadar aşikar) bir alâmet-i kıyamettir. Ve bedaheti için, aklın ihtiyarı ile bağlı olan tevbe kapısını kapayan bir hâdise-i semaviye (gökyüzü olayı) olduğundan tefsiri ve manası zâhirdir, tevile ihtiyacı yoktur." (Şualar, Beşinci Şua, Yirminci Mesele, s. 520)

Bu alamet, Bediüzzaman’ın da belirttiği gibi tüm insanların şahit olacakları, ayrıca bir delile ya da açıklamaya ihtiyaç duymadan anlayacakları çok olağanüstü bir şekilde gerçekleşecektir. İnsanlar dünya üzerindeki canlı ve cansız tüm varlıkları etkileyecek bu büyük gök olayına ve kıyametin yakınlığına bizzat tanıklık edeceklerdir. Bediüzzaman Said Nursi aynı sözünün devamında bu büyük alametin ne şekilde gerçekleşebileceği hakkında bazı bilgiler vermektedir. (En doğrusunu hiç şüphesiz Allah bilir.)

Allahu a'lem, o tulûun sebeb-i zâhirîsi: Küre-i Arz kafasının aklı hükmünde olan Kur'an onun başından çıkmasıyla zemin divane olup, izn-i İlahî ile başını başka seyyareye çarpmasıyla hareketinden geri dönüp, garbdan şarka olan seyahatını, irade-i Rabbanî ile şarktan garba tebdil etmekle Güneş garbdan tulûa başlar. Evet arzı şems ile, ferşi arş ile kuvvetli bağlayan hablullah-il metin olan Kur'anın kuvve-i cazibesi kopsa; küre-i arzın ipi çözülür, başıboş serseri olup aksiyle ve intizamsız hareketinden Güneş garbdan çıkar. Hem müsademe neticesinde emr-i İlahî ile kıyamet kopar diye bir te'vili vardır.

(Türkçeleştirilmiş şekli) Allah bilir, (güneşin batıdan) doğuşunun görünen sebebi: Yerkürenin başının aklı hükmünde olan Kuran’ın onun başından çıkmasıyla yerin aklını yitirip, Allah’ın izni ile başını başka bir yıldıza çarpması, bunun sonucunda da hareketinden geri dönüp, batıdan doğuya doğru olan dönüşünü, Allah’ın izniyle doğudan batıya doğru değiştirmesi ile Güneşin Batıdan doğmaya başlamasıdır. Evet, dünyayı güneşe, yeryüzünü gökyüzüne bağlayan Allah’ın güçlü ipi olan Kuran’ın çekim gücü koparsa, yerkürenin ipi çözülür, başıboş bir serseri olup ters ve düzensiz hareketinden dolayı Güneş batıdan doğar. Ve bu çarpışma neticesinde Allah’ın izni ile kıyamet kopar.

Bediüzzaman Said Nursi, bu alametin yer küreye bir yıldızın ya da bir göktaşının çarpmasıyla gerçekleşeceğini Risalelerin birçok yerinde haber verir. Allah’ın izni ile gerçekleşecek bu çarpışmanın ardından yeryüzünün dönüş yönü değişecek ve dünya batıdan doğuya doğru dönerken, doğudan batıya doğru dönmeye başlayacaktır. Bu da güneşin doğudan değil, batıdan doğmasıyla sonuçlanacak ve böylece Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği büyük kıyamet alametlerinden biri daha gerçekleşecektir. Bediüzzaman Said Nursi bu büyük olayın ardından kıyametin kopacağını haber verir. En doğrusunu Allah bilir.

Bediüzzaman’ın Peygamberimiz (sav)’in hadisini tefsir ederken bildirdiği bu “çarpma ve sarsıntıyı”, Rabbimiz Kuran ayetlerinde bizlere haber vermiştir. Naziat Suresi’nde şu şekilde bildirilmektedir:

"O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek." (Naziat Suresi, 6-7)

Ayette iki büyük sarsıntıdan bahsedilmektedir. Bu sarsıntılardan birincisi dünyamıza bir diğer yıldızın ya da göktaşının çarpması ile gerçekleşecek olan büyük sarsıntı olabilir.

(En doğrusunu Allah bilir.) İlk çarpışma milyonlarca yıldır kusursuz bir düzen içinde devam eden dünyamızın dönüşünü durduracaktır. Bu duruş dünyanın düzenini alt üst edecektir. Gece ve gündüz duracak, dünyanın bir tarafı günlerce karanlık içinde kalırken, diğer tarafında gündüz hiç bitmeyecektir. İnsanlar bu değişiklik nedeniyle çok büyük bir şaşkınlık yaşayacak, büyük bir korku, dehşet ve panik hali dünyayı kaplayacaktır. Yer kabuğu hareketlenecek, dünyanın dört bir yanını depremler saracaktır. Şiddetli volkanik patlamalar, mağmanın yeryüzüne doğru hareket etmesi, dehşet ve panik halini daha da artıracaktır.

Ancak Rabbimiz ilk sarsıntıyı ikinci bir sarsıntının izleyeceğini bildirmektedir. Bu ayetle ilk çarpışmanın ardından ikinci bir çarpışmanın yaşanacağına işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Yaşanan dehşet ikinci çarpışma ile daha da şiddetlenecektir. Bu çarpışma ile dünyamız ters yönde dönmeye başlayacaktır. Milyonlarca yıldır batıdan doğuya doğru, kusursuz bir şekilde, bir saniye bile şaşırmadan akıp giden Dünya, doğudan batıya doğru dönmeye başlayacak. Bunun neticesinde de Güneş doğudan değil, batıdan doğmaya başlayacak. Ancak hem çarpışmalar, hem de dünyanın dönüş yönündeki değişiklik tüm dünyanın düzenini ve canlıların hayatlarına devam etmelerine imkan sağlayan ekolojik sistemi altüst edecektir. İnsanlardaki dehşet hali daha da artacak, tüm canlıların ve dünyamızın yokoluş süreci başlayacaktır. Naziat Suresi’nin devamında Rabbimiz insanların bu sarsıntıların ardından nasıl bir ruh halinde olacaklarını şu şekilde haber vermektedir:

"O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak. Gözler zillet içinde düşecek." (Naziat Suresi, 6-9)

“Hayır, onlar kıyamet saatini yalanladılar; Biz kıyamet-saatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık.” (Furkan Suresi,

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol